Seçeneklerimizin bol olduğu şu günlerde aslında çok şanslıyız. Fakat günümüzde karar vermek giderek karmaşık bir hal alıyor. Daha fazla seçenek daha fazla tatmin ve mutluluk mudur?. Barry Schwartz Bolluk Paradoksu'nda şu çıkarıma varıyor: Seçenekleri elemek,stresi,kaygıyı ve yoğunluğumuzu büyük oranda azaltabilir.
Konumuza kısaca giriş yaptıktan sonra bolluk paradoksunun ne olduğuna değinmek istiyorum. En basit ifade ile:ürünün arzı arttığında(azaldığında)üreticilerin toplam gelirinin azaldığını(arttığını) belirten kuram bolluk paradoksu(giffen kanunu) olarak tanımlanabilir. Gelin bu tanımı hep beraber biraz daha açalım.
Tarımsal ürünlerin arzı çok kısa dönemde değiştirilemez. Tarım ürünleri talebi ise düşük bir esnekliğe sahiptir. Arzdaki değişmeler ,tarımsal ürün fiyatlarını ve tarımsal ürün üreticilerinin gelirlerini büyük ölçüde etkiler.Bu ilişkiyi 17.yy sonlarında İngiliz iktisatçı Gregory King(1648-1712) bulmuştur.Gelin bu paradoksu bir örnek vererek açıklayalım.
Bu sene patates eken Ahmet amcamız çok kar elde ediyor.Seneye köylüsü Hasan amca geçen sene Ahmet aga patatesten çok para kazandı.Bende patates ekim ve çok para kazanim diyor.Bütün köylüde bunu düşününce herkez tarlasına patates ekiyor.Hüseyin amcada bu olayın farkında olmayıp mısır ekiyor tarlasına.Daha sonra bu ürünleri pazara götürüyorlar.Pazarda patates yoğunluğu yaşandığı için fiyatı çok düşüyor.Ama mısır üretimi az olduğu için Hüseyin amca o sene çok para kazanıyor.Günümüzde yapılan araştırmalarda bu olayı kanıtlar nitelikte.2000 yılında Kolombiya üniversitesinden Iyengar'ın yaptığı ünlü reçel deneyinde şu sonuca varılıyor. Araştırmaya göre bir markette müşterilerin önüne 24 farklı reçel çeşidi sunuluyor.Daha sonra müşteriye 6 farklı çeşit reçel çeşidi sunuluyor. Araştırmanın sonucu şöyle çıkıyor. 24 farklı reçel çeşidi deneyenlerin %3 ü ürünü satın alırken;6 farklı çeşit reçel çeşidi sunulanların % 30 u ürünü satın alıyor.Gelin şimdi bu olayı grafiksel olarakta açıklayalım.
Şekilde görüldüğü gibi, talep miktarı aynı kalmak koşulu ile, arz miktarının Qı'den Q2'ye çıkması (talep eğrisi sabit kalmak koşulu ile, arz eğrisinin tüm boyutları ile sağa kayması), toplam tarımsal geliri azaltan bir sonuç doğurur. Arzda QıQ2 kadar bir artış ve inelastik (esnek olmayan) arz eğrisinin S'den S T e kayması, fiyatı P1' den P2'ye, gayri safi satış gelirini de OPıEQı' den OP2E1Q2'ye düşürmektedir.
Buna karşılık, şekil'de görüldüğü gibi, arz azalınca, yani arz eğrisi Q ı'den (h'ye kayınca, talep değişmemek koşulu ile, fiyatlar yükselir ve üreticinin toplam tarımsal gelirini arttıran bir sonuç doğurur. E1 noktasında toplam gelir OPıEQı alanı, Eı noktasında ise OP2EıQ2 alanıdır ve talep esnekliğinin zayıf oluşu ikinci alanı birinciden büyük duruma getirir.
Sonuç olarak özetlemek gerekirse tarım ürünlerinde çok üretim varsa az gelir,az üretim varsa çok gelir söz konusudur.King kanunlarında tarımsal ürünün miktarında azalma fiyatın ve satış gelirlerinin artmasına,tarımsal ürünün miktarında artış fiyatın ve satış gelirlerinin azalmasına neden olur...
Konumuza kısaca giriş yaptıktan sonra bolluk paradoksunun ne olduğuna değinmek istiyorum. En basit ifade ile:ürünün arzı arttığında(azaldığında)üreticilerin toplam gelirinin azaldığını(arttığını) belirten kuram bolluk paradoksu(giffen kanunu) olarak tanımlanabilir. Gelin bu tanımı hep beraber biraz daha açalım.
Tarımsal ürünlerin arzı çok kısa dönemde değiştirilemez. Tarım ürünleri talebi ise düşük bir esnekliğe sahiptir. Arzdaki değişmeler ,tarımsal ürün fiyatlarını ve tarımsal ürün üreticilerinin gelirlerini büyük ölçüde etkiler.Bu ilişkiyi 17.yy sonlarında İngiliz iktisatçı Gregory King(1648-1712) bulmuştur.Gelin bu paradoksu bir örnek vererek açıklayalım.
Bu sene patates eken Ahmet amcamız çok kar elde ediyor.Seneye köylüsü Hasan amca geçen sene Ahmet aga patatesten çok para kazandı.Bende patates ekim ve çok para kazanim diyor.Bütün köylüde bunu düşününce herkez tarlasına patates ekiyor.Hüseyin amcada bu olayın farkında olmayıp mısır ekiyor tarlasına.Daha sonra bu ürünleri pazara götürüyorlar.Pazarda patates yoğunluğu yaşandığı için fiyatı çok düşüyor.Ama mısır üretimi az olduğu için Hüseyin amca o sene çok para kazanıyor.Günümüzde yapılan araştırmalarda bu olayı kanıtlar nitelikte.2000 yılında Kolombiya üniversitesinden Iyengar'ın yaptığı ünlü reçel deneyinde şu sonuca varılıyor. Araştırmaya göre bir markette müşterilerin önüne 24 farklı reçel çeşidi sunuluyor.Daha sonra müşteriye 6 farklı çeşit reçel çeşidi sunuluyor. Araştırmanın sonucu şöyle çıkıyor. 24 farklı reçel çeşidi deneyenlerin %3 ü ürünü satın alırken;6 farklı çeşit reçel çeşidi sunulanların % 30 u ürünü satın alıyor.Gelin şimdi bu olayı grafiksel olarakta açıklayalım.
Şekilde görüldüğü gibi, talep miktarı aynı kalmak koşulu ile, arz miktarının Qı'den Q2'ye çıkması (talep eğrisi sabit kalmak koşulu ile, arz eğrisinin tüm boyutları ile sağa kayması), toplam tarımsal geliri azaltan bir sonuç doğurur. Arzda QıQ2 kadar bir artış ve inelastik (esnek olmayan) arz eğrisinin S'den S T e kayması, fiyatı P1' den P2'ye, gayri safi satış gelirini de OPıEQı' den OP2E1Q2'ye düşürmektedir.
Buna karşılık, şekil'de görüldüğü gibi, arz azalınca, yani arz eğrisi Q ı'den (h'ye kayınca, talep değişmemek koşulu ile, fiyatlar yükselir ve üreticinin toplam tarımsal gelirini arttıran bir sonuç doğurur. E1 noktasında toplam gelir OPıEQı alanı, Eı noktasında ise OP2EıQ2 alanıdır ve talep esnekliğinin zayıf oluşu ikinci alanı birinciden büyük duruma getirir.
Sonuç olarak özetlemek gerekirse tarım ürünlerinde çok üretim varsa az gelir,az üretim varsa çok gelir söz konusudur.King kanunlarında tarımsal ürünün miktarında azalma fiyatın ve satış gelirlerinin artmasına,tarımsal ürünün miktarında artış fiyatın ve satış gelirlerinin azalmasına neden olur...
Yorumlar
Yorum Gönder