1.2.1. Kent Nedir
Bir yerleşme biçimi ve
bir topluluk türü olarak ‘kent’ , insan toplumlarının gelişme süreci içinde
yakın çağların ve belli bir aşamanın ürünüdür. Yönetsel örgüt biriminin sınırları
içinde kalan yerlere kent bu sınırların dışında kalanlara köy denilmesini
gerektiren tanımlar, yönetsel sınır ölçütünü kullanan tanımlardır. Devlet
İstatistik Enstitüsü yayınlarında, il ve ilçe nüfusunun sayısı kent olmayı
belirleyen tek etkendir. Bunun bir sonucu olarak 750 nüfuslu bir ilçe de 2,5
milyonluk bir il merkezi de kent sayılacaktır ( Kent nedir (2013),
sehirplanciligi.wordpress.com).
Belli bir nüfus düzeyini aşmış yerleşim yerlerine kent denmesi, nüfus ölçütüne göre yapılan tanımlamalardır. 442 Sayılı Köy Kanunu “Nüfusu 2.000 den aşağı yurtlara köy, nüfusu 2.000 ile 20.000 arasında olanlara kasaba ve 20.000 den çok nüfuslu olanlara da şehir denir.” tanımını vermektedir. Devlet Planlama Teşkilatının hazırladığı Kalkınma Planlarında ve yayınlarında, genellikle nüfusu 10.000’ den fazla olan yerleşmelere kent denildiği görülür.
Ekonomik ölçüte göre
kent, mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketimi sürecinde toplumun sürekli
olarak değişen gereksinmelerini karşılamak için ortaya çıkan bir ekonomik mekanizmadır
( Keleş: 2006, 108).
Kentin konumlandığı mekansal yapıların basitten
karmaşığa doğru evrilmesi ve bunun kent kavramının içeriğini değiştirmesi Batı
toplumları için eskilere kadar götürülebilir. Nitekim kent kavramı Aristo
tarafından; insanların daha iyi bir yaşam sürmek için toplandıkları yerler
olarak tanımlanırken, sosyoekonomik gelişmeye koşut olarak gelişen kent
algılamasında Adam Smith, kentin özellikle zanaat fonksiyonları üzerinde
durmuştur. İnsanların toplu halde yaşama nedenlerini ekonomik ve güvenlik
ihtiyacı çerçevesinde ele alan İbn-i Haldun ise kentlerin, endüstri merkezleri
olma özelliklerini irdelemiş ve kentleşmeyi göçebe ve kır insanları için son
aşama olarak kabul etmiştir (Karaman, 1998’den aktaran Topal, 2004: 277).
Görüldüğü
gibi kent zaman içindeki değişikliği anlatır. Bir yerin kentleşmesi
denildiğinde o yerin zaman içindeki nüfus oranları anlaşılır. Önemli olan nüfus
oranından çok o yerin ne derece planlı, ne derece alt yapılı, ne derece
geleceğe yönelik kent olduğudur. Yoksa kentler çarpık olmaktan ileriye gidemez.
1.2.2. Kent Türleri
1.2.2.1. Tarım
Kenti
Kentin
kurulması, gelişmesi ve halen devam etmesinde tarım faaliyetleri etkilidir.
Ekonomisi tarıma dayalı olan kentlerdir.. Çevre köylerin alışveriş yerleri,
pazarları niteliğindedirler. Tarım yanında köylerde gerekli olan birtakım basit
aletlerin yapılması ve satılması başlıca geçim kaynaklarıdır. Tarıma dayalı
birtakım sanayi tesisleri de (değirmen, yağhane, çırçır fabrikası vb.) bulunur.
Nüfusları genelde azdır (Türkiye’de fonksiyonlarına gore şehirler (t.y.),
suprememaster.blogcu.com).
1.2.2.2. Ticaret ve Liman
Kentleri
Çeşitli mal ve ürünlerin toptan
pazarlandığı kentlere ticaret ve liman kentleri denilir. Bu kentlerde hem kentte üretilen hem de yakın çevreden
gelen çeşitli ürünler pazarlanır. Böyle merkezler genellikle geniş bir
hinterlanda sahip olup, karaların iç kısımlarında yolların düğümlendiği
yerlerde ve limanlarda kurulmuşlardır. Buna örnek olarak İstanbul, İzmir, İskenderun
ve Bandırma verilebilir. Özellikle İzmir’de Ege Bölgesi’nde üretilen sanayi ve
tarımsal ürünler yurt içine yurt dışında pazarlanır. Genellikle İstanbul’daki
limanlarla kent içi ve yakın çevresinde üretilen ürünler yurt içine ve yurt
dışına, yurt dışından gelen ithal malları da hem Anadolu’da hem de İstanbul’da
pazarlanır (Foksiyonlarına göre kent tipleri (t.y), www.beyince.net).
Birer ticaret merkezi
olan limanlar, siyasî-askerî bakımdan da büyük önem taşımaktadır. Örneğin bazı
limanlar, deniz üssü olarak da kullanıldığı için stratejik bakımdan önemlidir. (Foksiyonlarına göre kent tipleri
(t.y), www.beyince.net).
1.2.2.3. Turizm Kentleri
Çok sayıda turistin
doğadan faydalanmak, sportif faaliyetler yapmak, dinlenmek ve tarihî eserleri
ziyaret etmek amacıyla geldikleri merkezlerdir. Böyle merkezlerde ulaşım,
ticaret, bankacılık gibi hizmet sektörlerinin de canlanması ile turizm kentleri
ortaya çıkmıştır. Alplerde kış sporlarıma yapıldığı yerler ile tarihî eserler
bakımından zengin olan Mısır’ın Luksor şehri, turizm sayesinde gelişme
göstermiştir. Antalya; tarihi eserleri, doğa güzellikleri ve uzun bir denize
girme dönemi sayesinde gelişen tipik bir turizm şehridir. (Foksiyonlarına göre kent
tipleri (t.y), www.beyince.net).
1.2.2.4. Sanayi Kentleri
Kentlerin hızlı büyümesinde en etkili
olan faktördür. Fabrikaların ve atölyelerin yoğun olduğu kentlerdir.
Sanayi denilince her çeşit
hammadde ya da yarı işlenmiş maddeleri işleyip doğrudan kullanılır hale getirme
etkinliği anlaşılır. Sanayi kenti ise, ekonomik yaşamı büyük ölçüde çeşitli
sanayi kuruluşlarının etkinliğine dayanan kent demektir. Sanayi kentlerinde yerleşme ve mimari sanayi kuruluşu etrafında
şekillenir. Şehrin gerek sosyal hayatında gerek çalışma hayatında tekdüzelik ve
rutinlik hakimdir. Şehir çevresi şehir için adeta can damarıdır. Bu çevre hem
şehre hareket verir canlandırır, hem de kent ekonomisindeki dönüşümü sağlar (Türkiye’de
fonksiyonlarına gore şehirler (t.y.), suprememaster.blogcu.com).
İstanbul, İzmit, Adapazarı,
Bursa İzmir, Adana, Batman, Karabük, Ereğli, İskenderun, Seydişehir gibi
merkezler örnektir (Türkiye’de fonksiyonlarına göre şehirler (t.y.),
suprememaster.blogcu.com).
1.2.3. Kentleşmenin
Nedenleri
1.2.3.1. Ekonomik
Nedenler
Ekonomik
nedenlerden bir kısmı, köylü nüfusu köyünden iten, tarım kesiminin içinde
bulunduğu koşullardan kaynak alan nedenlerdir. Bunlara itici etmenler ya da
olumsuz göç nedenleri adı da verilir. Köylerden kentlere bir nüfus hareketinin başlaması,
tarımda bir üretim fazlasının, artık ürünün elde edilmesine bağlıdır. Bu ise
tarımda daha çok ana mal kullanılmasını, daha üstün teknoloji ve girişim
gücüyle üretimde bulunulmasını gerektirir (Keleş:2006, 29).
Aynı zamanda
ekonomik gelişmelerle birlikte kişi başına düşen gerçek gelir yükseldikçe,
kentlerde üretilen mal ve hizmetlere duyulan istem, tarım ürünleri istemine
göre fazla olur. Ayrıca üretim sürecinin ussallaşması sonucunda, eskiden
köylerde görülen birtakım hizmetler kentlerde görülmeye başlanır. Bunun
uzmanlaşma ile yakından ilgisi vardır (Keleş:2006, 30).
1.2.3.2. Teknolojik Nedenler
Sanayi devriminin
getirdiği değişikliklerle beraber kentleşmenin hızlanması teknolojik
gelişmelerle mümkün olmaktadır .
Buhar gücü nüfusun fabrikalar yakınında birikmesine yol
açmıştır. Elektrik enerjisinin sanayide artan oranda kullanılması kentlerde
hızlı biçimde nüfusun yoğunlaşmasına etkide bulunmuştur . Bunun gibi
hidroelektrik santrallerde kentlerin gelişmesi ve yaygınlaşmasında büyük rol
oynamıştır . Hızla gelişen teknolojiyle birlikte iletişim ve bilgisayar
teknolojisindeki ilerlemenin kentleşmeyi nasıl etkileyeceğini zaman
gösterecektir (Kent, kentleşme ve kentleşme nedenleri (t.y.),
kamuyonetimikaynak.blogcu.com).
1.2.3.3. Sosyo Psikolojik Nedenler
Sosyo psikolojik nedenler köy ve kentin yaşam biçimleri arasındaki
farklılıkta ortaya çıkmaktadır. Kentin özgür havası, kentli olmanın gururunu
paylaşma, kentte var olan toplumsal ve kültürel olanaklar ve hizmetler kenti çekici
kılmaktadır. Kimi yerlerde kente göç etmeye ”yükseliş” gözüyle bakılması kentli
olmayı, kentte yaşamayı beraberinde getirmektedir (Kent, kentleşme ve kentleşme
nedenleri (t.y.), kamuyonetimikaynak.blogcu.com).
1.2.4. Kent Planlaması
Ünlü kent bilimci
Thomas Adams, kent planlamasını ‘toplumsal ve iktisadi gereksinimleri göz
önünde bulundurarak kentlerin fiziksel gelişmelerin biçimlenmesine bir yön
vermekle ilgili sorunlar ile uğraşan bir bilim, bir sanat ve uğraş alanı’
olarak tanımlar. Harvey S. Perloff’a göre kent planlamasının kapsamı, hem
metropolitan alanlardaki tüm kentleşmiş alanlar hem daha küçük çaptaki kentsel
yerleşim yerleri hem de büyük kentlerin özeksel kesimleridir (Keleş:2006, 112).
Başlangıçta bir reform
hareketi olarak başlayan kent planlaması, her zaman bir dereceye kadar mesken
ihtiyacı, parklar açık sahalar, istihdam şekilleri, yatırım imkanları, kültürel
faaliyet vb gibi sosyal ve ekonomik problemler ve gelişme eğilimleriyle
ilgilenmiştir. Bu sebeple kent planlaması toplumun geleceğini idrak etmesi,
amaçlarını tespit etmesi, alternatiflerini seçmesi ile ilgili bir faaliyettir.
Kentlerin yatay ve dikey gelişmesi teknik bir planlama, mesken, ücretler,
geçinme endeksleri, bölgeler ve kentler arası mal akımı ekonomik bir planlama,
toplum olayları temayüller, kültür değişmeleri de sosyolojik bir planlamadır.
Bu nedenle kent planlaması bütün bu kadroların birlikte ve bilimsel bir
faaliyeti olması gerekir. Planlamanın meskenden başlayıp, mahalle, kent ve
nihayet bölge planlamasına giden her safhasında insan ihtiyaçlarının göz önüne
alınması zorunluluğu vardır. Sosyal yapının incelenmesi, beşeri ilimleri ve
giderek planlama sorumlularını da bu konuda araştırma yapmaya şevketmiştir.
Sosyal ve kültürel donatımların değerlendirilmesinde planlama teşkilatı bunu en
ince noktasına kadar düşünmelidir (Chumbart de Lauve 1968’den aktaran: Ünsal
2002, 196).
Kent planlamasının
ana amacı insanları sağlıklı rahat ve güzel yerlerde yaşatmaktır. Bu konudaki
çalışmalar sadece kentleri haritalar üzerinde göstermek ile kalmayıp daha geniş
çalışmalar yapılmalıdır. Kent planlamasında şehrin tümünün gelişmesi ana hedef
olmalıdır. Bu amaçla planlamaya sadece fiziksel yönler değil, toplumsal,
ekonomik ve yönetimsel yönler de girmelidir. Böyle bir plan kamu
politikalarının bir özeti niteliğindedir.
Yorumlar
Yorum Gönder